POLONYA; Krakow - Oswiecim (Auschwitz, Birkenau)

Polonya’yı görmek istiyorsanız, Krakow’a gidin. (İlber ORTAYLI) Biz büyük sözü dinleriz. Polonya’yı görmek istiyorduk biz de Krakow’a gittik.

30 Yılı aşkın süredir Esenboğa Havalimanında çalışıyorum. Pegasus Havayollarının Esenboğa İstasyon Müdürü olan sevgili arkadaşım Cenk Haziran ayı başında bir gün yanıma uğradı, Ankara’dan direkt seferle 89 Euro’dan başlayan fiyatlarla Krakow’a başladık, ne duruyorsun dedi. Aslında biz o 89 Euro’yu da vermedik, kredi kartımızda biriken milleri, puanları kullandık biraz da avans mil satın aldık biletlerimi kestirdik.

Ve seyahat günü geldi. Ankara’dan 2 saat 20 dakikalık bir uçuş süresinin ardından Krakow’a vardık.

Krakow Havalimanı Şehir Merkezi Transferi;

Uçak yere inip park pozisyonuna doğru ilerlerken, önümüzdeki koltukta oturan Polonya’da okuyan  (şimdi de çalışan) Oğuz ile tanıştık. Şehir merkezine taksi kullanmadan nasıl gidebileceğimizi sordum. Taksi biraz pahalı uygulama üzerinden neredeyse toplu taşıma kadar uygun bir bedele UBER çağırın dedi, ardından” hatta ben UBER çağırdım, beraber gidelim” teklifinde bulundu ve yola koyulduk. UBER ile şehir merkezine transfer 50 zloti (10 euro). Otele geldiğimizde bu kadar ucuza bu konforu sunduğuna göre iyi bir yere geldik dedim.

Alternatif ulaşım seçenekleri ve fiyatları hakkında bilgi vereyim;  Otobüs; 300 no’lu otobüs ile şehir merkezine gidiliyor, otobüsün içerisinde bilet otomatı bulunuyor. Fiyat; 4 zloti

Tren; Havalimanının hemen önündeki binanın arka tarafı tren istasyonu, Krakow Airport – Glowny tren istasyonu (Krakow merkez tren istasyonu) arasında sık aralıklarla tren seferleri var. Fiyat; 17 zloti.

Krakow’da Konaklama;

Biz booking.com üzerinden Leonardo Boutigue Hotel City Center adlı otelde kaldık. Wawel kalesine ve Vistül nehrine iki dakikalık yürüyüş mesafesinde toplu taşım araçlarının yanı başında bulunan bir tesis. Fiyat performans açısından tavsiye olunur. Kahvaltısı yeterli ve zengin, son olarak hoş bir bahçesi var, yaz aylarında gün sonunda akşamları bir şeyler içmek, günün finalini keyifli hale getirecektir. İçki fiyatları uygun!

Polonya’nın Para Birimi Ne ?

Polonya Avrupa Birliği’ne üye olmasına rağmen kendi para birimi olan Zloti’yi kullanıyor. Benim gittiğim 2023 Eylül ayında 1 zloti 6,25 tl idi. Uçakta tanıştığımız Oğuz 3 yıl önce okumaya geldiğimde 1 zloti 1,25 tl idi dediğinde içimizi bir hüzün kapladı. Buradaki fiyat bilgileri güncelliğini korusun diyerek şu notu da düşeyim. 100 Euro verdiğinde 455 Zloti alıyorsunuz. 1 Euro 4,5 Zloti.

Krakow İçin Nasıl Bir Program Yapılmalı;

760 bin nüfusu ile Krakow Polonya’nın en büyük ikinci kenti, hareketli dinamik 24 saat canlı ve neşeli.

Üç gece dört günlük bir süre için geldiğimiz Krakow’da şöyle bir program yaptık.

İlk gün otele yerleştikten sonra, Old Town’u gezip bir şeyler atıştırıp otele döndük ve günü sonlandırdık.

Şehir merkezi için iki tam gün yeterli, eğer Aushwitz ve Birkenau toplama kamplarına gitmeyi de düşünüyorsanız, Krakow için en az üç günlük bir program yapmalısınız.

Aslında ben 5 günlük bir plan ile Krakow gidiş, Varşova dönüş şeklinde bir program düşünüyordum ama Varşova’dan dönüş biletinin çok pahalı olması nedeniyle bundan vazgeçtik. (İki kent arasında tren yolculuğu 4,5 saat sürüyor).

AUSCHWİTZ ve BİRKENAU TOPLAMA KAMPLARI;

Bir çoğumuz gibi, yakın tarihin en büyük ve en yıkıcı harbi,  İkinci dünya savaşı ile ilgili çok film seyretmişliğim, çok kitap okumuşluğum var.

(Auschwitz Toplama Kampı Yönetim Binaları “Çalışmak Sizi Özgürleştirir” Alçaklar büyük laf etmeye bayılırlar !)

Polonya ikinci dünya savaşında yerle bir olmuş, (özellikle Varşova) çok büyük acılar yaşamış, zaten tarih boyunca bütün komşuları tarafından en az bir kez istilaya uğramış bir ülke.

Krakow’a kadar gelmişken insanlık tarihinin en büyük rezilliğinin utancının yaşandığı bu kamplara gitmemek düşünülemezdi.

AUSCHWİTZ ve BİRKENAU toplama kampları için nasıl bilet alınır?

İki toplama kampını rehber eşliğinde 3,5 saat süren bir tur ile gezebiliyorsunuz, gitmeden önce okuduğum metinlerde, giriş bileti için kuyrukta beklemek istemiyorsanız biletinizi internet üzerinden alın yazıyordu. Biz de öyle yaptık, Almanca rehber ile (Almanca bildiğimizden değil, bize uygun olan bilet saati öyle denk geldiğinden) sabah saat 9.45’e biletimizi aldık.

İngilizce rehber ile kendi arzu ettiğiniz zaman dilimi içerisinde bu toplama kamplarını gezmek istiyorsanız. Biletinizi seyahat tarihinizden önce alın derim. (Saat 16’dan sonrası için bilet alırsanız kampları kendiniz gezebiliyorsunuz)

Biletimizin 09.45’de olması nedeniyle sabah 6.30’da kalktık, çünkü saat 10.30-12.00 zaman aralığı için (son güne kadar beklediğimizden) bilet kalmamıştı. Oteldeki kahvaltının ardından, otobüs ile merkez tren istasyonuna gittik. Oswiecim’e iki tren bileti aldık ve bir saatlik bir yolculuğun ardından Oswiecim tren istasyonunda indik, istasyonun önünden hareket eden minibüsler ile 10 dakikalık bir sürenin ardından tam zamanında Auschwitz toplama kampının önündeydik.

Auschwitz-Birkenau Toplama kampları bilet ve ulaşım fiyatları ne kadar ?

Krakow şehir merkezinde özellikle Old Town çevresinde bu toplama kamplarına turlar düzenlendiğini gördüm açıkçası ben internet üzerinden biletimi aldığım için bu turların fiyatı ne kadar diye sormadım. Peki ben bu turu kaça mal ettim bilgi vereyim.

Krakow-Oswiecim arası gidiş-geliş bir kişi tren bileti 30 zloti, Oswiecim-Auschwitz arası minibüs bileti (bilet araç içerisinde otomattan alınıyor) 4 zloti, iki toplama kampı arasında ücretsiz ring araçları sürekli sefer yapıyor, iki toplama kampını birlikte gezebileceğiniz giriş bileti ise 90 zloti. Yani özet; 128 zloti ya da 28 euro karşılığında bu iki toplama kampını rehber eşliğinde gezip Krakow’a dönebilirsiniz. Sistem tıkır-tıkır işliyor daha fazla para ödemeye gerek yok !!!

Toplama Kamplarının Hissettirdikleri?

Naziler Avrupanın her yerinden topladıkları, Yahudileri, Çingeneleri ve Eşcinselleri Krakow’un 60 kilometre batısında yer alan Auschwitz toplama kampına getirmeye başlamışlar, kamp yetersiz geldiğinde ise çok daha büyük bir alana Birkenau toplama kampını inşa etmişler.

AUSCHWİTZ TOPLAMA KAMPI;

Kampa girişte ziyaretçileri; “ÇALIŞMAK SİZİ ÖZGÜRLEŞTİRİR” tabelası karşılıyor.

Uğur Mumcu vakfında yazma seminerlerine katıldığım dönemde, hocamız Sevgili Mehmet Eroğlu bir gün derste, “Alçaklar büyük laf etmeye bayılırlar” demişti, kampın girişindeki bu faşist söz büyük laf mı? değil, ama söyleyenlerin alçak olduğu kesin.

 

Kamplar günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Auschwitz’i gezerken, yüz binlerce insanın yemek yediği tasları-tabakları, insanların saçlarıyla oluşturulmuş saç dağını, protez bacakları, ayakkabı yığınlarını görüyorsunuz, tek kelimeyle hüzün verici.

Ama asıl darbe aldığınız ve insanlığınızdan utandığınız yer, gaz odaları ve hemen yanı başında insan yakılan fırınlar oluyor.

Aslında kendisi bir Nazi olmayan Josef Mengele bu kampta insanlar üzerinde insanlık dışı deneyler yapmış, insanların gözlerine iğne ile renkli boya sıkarak göz renginin değişip değişmediğini gözlemlemiş, hamile kadınların önce karınlarını, ardından içerisindeki ceninin karnını açmış ve daha nice bunun gibi sapıklıklar canilikler.

Mengele savaşın ardından Almanya’dan kaçmayı başarmış ve yargılanamamış.

Ama Auschwitz toplama kampının komutanı (Rudolf Höss) Polonya ordusu tarafından yargılanarak, kampta gaz odasının önüne kurulan idam sehpasında sallandırılmış, o idam sehpası günümüzde hala aynı noktada duruyor.

(Rudolf Höss’ın İdam Edildiği Sehpa)

Savaşın ardından Hitler’e gönderilen ve müttefiklerin eline geçen bir telgrafta aynen şöyle yazıyormuş; “Führer’im; yaptırdığımız yeni fırınlar ile günlük 4.800 insan yakma kapasitesine ulaşacağız”

BİRKENAU TOPLAMA KAMPI;

Auschwitz toplama kampından bindiğiniz ring aracı ile 5-6 kilometre uzaklıkta yer alan ve tarihe “Ölüm Fabrikası” olarak geçen Birkenau’ya geçiyorsunuz, Ruslar tarafından ağır bombardıman ile büyük bölümü yıkılan Birkenau’yu gezerek önce ring aracı ile Auschwitz’e oradan minibüsle merkeze Oswiecim’e gişeden aldığımız tren bileti ile de Krakow’a döndük.

(Ölüm Fabrikası; Birkenau)

Birkenau’da günde 6000 Yahudi toplamda 1 milyondan fazla Yahudi öldürülmüş, bunun dışında 74000 Polonyalı, 21000 çingene, 15000 Sovyet savaş esiri ve bir o kadar da eşcinsel, bunlar kayıtlı ve tespit edilebilen rakamlar.

Kamp içerisinde Çocuklu Kadınların, Erkeklerin ayrı alanlarda kulübelerde daracık ranzalarda kaldıklarını, yalak gibi oluklardan vücutlarına döktükleri su ile yıkandıklarını ve Roma çağı dönemindekine benzeyen toplu tuvaletleri kullandıklarını görüyorsunuz.

(Avrupa’nın bütün kentlerinden toplanan insanlar trenler ile bu “SON” istasyona getirilmiş!)

KAMPLAR BANA NE DÜŞÜNDÜRDÜ;

Bir tane delinin 80 Milyon insanın kanına girdiğini seyrettiğim filmlerden, okuduğum kitaplardan zaten biliyordum.

1,5 milyondan fazla insanın bu kamplarda önce zehirlendiğini ardından yakıldığını zaten biliyordum.

Ama bu mekanları görmek başkaca bir şeymiş!

Düşünebiliyor musunuz? Kurşun maliyetli ve pahalı olduğu için Zyklon gazı kullanılmış, küçücük bir odaya 300 kişi sıkıştırılmış ve üzerlerindeki küçük kapaktan gaz tepelerine dökülerek korkunç şekilde canları alınmış, bunun ile de yetinilmemiş, geride hiçbir şey bırakmayalım diyerek cesetler insan yakmak için tasarlanmış fırınlarda yok edilmiş?

İnanın başka bir şey söylemek istemiyorum, Krakow’a kadar giderseniz, bu iki toplama kampını,  biletinizi günün erken saatlerine alarak yarım gün içerisinde gezerek gerisin geriye Krakow’a dönebilirsiniz?

Aslında dünya da değişen hiçbir şey yok! Daha dün Suriye’de Ezidi kadınlar pazarlarda satılmadı mı? Radikal dinci örgütler askerlerimizi başka ülkenin insanlarını yakarak öldürmediler mi? İnsan yeryüzündeki en rezil canlı!

KRAKOW’da Ne Yapılır ?

Krakow tıpkı Prag ve Budapeşte gibi tarihi dokusu görkemli mimarisi olan bir kent. Bu iki kente alternatif olabilecek bir destinasyon. (Tabii bir Prag veya Budapeşte değil).

Krakow II.Dünya savaşını iliklerinde hissetmesine rağmen, tarihi dokusunu koruyabilmiş, günümüze değin taşıyabilmiş bir şehir.

Bu tarihi kent 2000 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş.

Şehirde; Turistik açıdan görülmesi gereken dört bölge yer alıyor bunlar; Kazimierz (Yahudi mahallesi olarak da biliniyor) Old Town, Vistül nehri ve Wawel kalesi.

KAZİMİERZ;

Şehrin en popüler bölgesi, yeme içme mekanları barlar kafeteryalar ve eğlence mekanları bulunuyor.

(Tarihi bu yapı II.Dünya Savaşında Almanlar tarafından ahır olarak kullanılmış, Günümüzde Food Court alanı olarak hizmet veriyor.)

Bu semt beş asır boyunca bağımsız bir şehir olarak varlığını sürdürmüş. III.Kazimierz tarafından kurulan yerleşim yeri, 15.YY da çıkan büyük yangının ardından Kral Jan Olbracht’ın emri ile Yahudi mahallesi olarak yeniden inşa edilmiş.

(Kazimierz)

İkinci dünya savaşında bölgede büyük acılar yaşanmış, şehirde görülmesi gereken yerlerin başında yer alıyor.

(Kazimierz)

Şehrin en popüler yiyeceklerinden olan Zapiekanka’nın her çeşidini bulabileceğiniz açık food alanını ziyaret edin.

Oscar Schindler’in Listesi filminden hatırlayacağınız, (balkonu) ziyaret edin, avlunun içerisindeki hoş alanda bir şeyler içip soluklanın.

Kazimierz bölgesi içerisinde yer alan şık kafelerde değişik kokteyller içip canlı müzik yapan sanatçıları dinleyin.

Tarihi sinagogları inceleyin, ilginç kıyafetleri saç örgüleri ile Yahudileri gözlemleyin.

Ve tarihi sokakları gezin, Kazimierz en az yarım günü fazlasıyla hak ediyor.

Ardından nehrin karşı kıyısında yer alan bölgeyi gezmek için köprüyü kullanarak, (köprünün sol tarafında Oscar Schindler’in emaye fabrikası, sağında ise kahramanlar meydanı yer alıyor) Kahramanlar meydanına gidin. (Yani tüm bunları arzu ederseniz yapın 🙂

KAHRAMANLAR MEYDANI;

II.Dünya savaşında bu meydan bir getto olarak kullanılmış, Yahudilerin toplandığı ve toplama kamplarına gönderildiği meydan, bu tatsız ve acı olayların anısına Kahramanlar Meydanı adıyla anıtlaştırılmış.

Kahramanlar Meydanına vardığınızda sizi 70 tane boş bronz sandalye karşılayacak.

(Kahramanlar Meydanı Getto)

OSCAR SCHİNDLER’in EMAYE FABRİKASI;

Bu kült filmi seyretmeyenimiz yoktur, bu yüzden hikayeyi burada bir kez daha anlatmayı gereksiz buluyorum. Steven Spielberg’ün 1993 yılında çektiği film sayesinde popülerliği artan yapı en azından kısa bir ziyareti hak ediyor.

Fabrika günümüzde müze olarak hizmet veriyor, ilginç olmayacağını düşünerek içerisini gezmedik, ama gerçeğe dayalı hikayesi ve sahibi Oscar Schindler’in kahramanlığı nedeniyle önüne kadar giderek birkaç resim çektirdik. Girişinde düzenlenmiş mağazayı gezdik hediyelik eşyaları ve kartpostalları inceledik ve ardından da 5-6 kilometre boyunca nehir kıyısında yürüyerek Wawel kalesine vardık.

VİSTÜL NEHRİ;

Krakow’un içerisinden geçen, Vistül nehrinin her iki kıyısı o kadar güzel düzenlenmiş ki, imreniyorsunuz!

(Vistül Nehri)

Bizde olmayan şey bu işte! Halka ayrılmış yaşam alanları, nehir kıyısı boyunca çim yeşil alanlar değil, resmen çayırlar bulunuyor, bisiklet ve yaya yolları insanların kros yapması bisiklete binmesi için düzenlenmiş.

Eylül ayının ortası olmasına rağmen Krakow’da bizi harika bir hava karşıladı, bu çim alanlardaki insanların neşesi, sohbeti ve keyifli hali ise bizi biraz kıskandırdı, imrendirdi! Keşke bizde de olsa.

Krakow seyahatinizde, bulunduğunuz dönemde hava güzel ise, Wawel kalesinin altında bulunan nehir kenarındaki çimlere uzanın, özellikle gün batımına yakın gitmeye çalışın, çoook keyif alacaksınız.

WAWEL KALESİ;

Stare Miasto eski kent ve Wawel kalesi kentte mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Katedral ve Kale sadece Krakow’un değil Polonya’nın da önemli tarihi-turistik yapıları arasında yer alıyor.

(Wawel Kalesi)

13.yy.’dan 17.yy’a kadar Polonya krallarının ikametgah olarak da kullandığı Wawel kalesinin iç avlusu son derece güzel düzenlenmiş.

Kralların ikamet ettiği bina 1940 yılından sonra müze olarak düzenlenmiş, günümüzde de hala müze olarak hizmet veriyor.

Yine kale içerisinde yer alan Wawel Katedrali Polonya krallarının taç giydikleri dini mekan olarak yüzyıllar boyunca kullanılmış.

Kalenin hemen altında bir Ejderha heykeli ve heykelin arkasında ise bir mağara bulunuyor.

Efsaneler şehri olan Krakow’a (insanlar böyle masalları seviyorlar) ait bir mitolojik hikayeyi burada anlatayım.

Kral Kraus kalenin içerisindeki bir mağarada yaşayan ve köylülerin tarım arazilerini talan eden Ejderhayı öldürecek kişiye kızını vereceğini ilan etmiş. Skuba adlı bir genç Sülfür (kükürt) dolu bir koyunu Ejderhanın yaşadığı mağaranın içerisine bırakmış. Koyunu yiyen ejderha öylesine susamış ki, Vistül nehrinin bütün suyunu içip, ardından da patlayarak ölmüş.

Şehrin ismi o dönemin kralından geliyormuş.

Ejderha heykeli 5-10 dakikalık aralıklarla ağzından alev püskürtüyor. Çocukların ve turistlerin ilgi beklediği bu anı sizde kaçırmayın.

KRAKOW OLD TOWN;

40000 metrekarelik büyüklüğü ile Avrupa’nın en eski Orta çağ meydanı Krakow’da bulunuyor.

 

Meydanı çevreleyen ve daha çok hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmeler günün her saati dolu, fiyatlar Krakow ortalamasının bir tık üzerinde, Türkiye ortalamasının bir tık altında! Meydanda yer alan atlı arabalar kadar şapkalı ve şık kıyafetli kadın sürücüleri de dikkat çekiyor.

ST. MARY’S BAZİLİCA;

Aziz Meryem Bazikilası 1347 yılında inşa edilmiş. Polonya Kralı meydana gösterişli bir kilise yapılmasını emretmiş iki kardeş bu göreve talip olmuşlar ikisi de ayrı ayrı birer kule inşa etmişler bittikten sonra küçük kardeşin yaptığı kule daha çok beğenildiği için abisi tarafından bıçaklanarak öldürülmüş, kilisenin karşısındaki Pazar yerinin kapısının üzerinde asılı olan bıçağın bu bıçak olduğu söyleniyor. Kilise Krakow’un en gösterişli ve en yüksek yapısı.

Saat başlarında uzun olan kulenin tepesinden trompet ile marş çalınıyor ve ardından da marş çalan kişi halka el sallıyor.

14.YY da Moğol istilası sırasında atlıları görüp haber vermek için trompet çalan askerin boğazına ok saplanmış o askerin anısına çalınan marş tamamlanmıyormuş. Dedim ya Krakow efsaneler şehri!

KRAKOW’da Ne Yenilir ?

Zapiekanka şehrin en popüler yiyeceklerinden birisi, baget ekmeği ortadan ikiye ayırıyorlar, üzerine, mantar, sosis, peynir, soğan gibi ürünler koyarak fırına sürüyorlar, güzel bir atıştırmalık. Şehrin her yanında bulmanız mümkün. Bizim damak tadımıza uygun.

Pierogi; Polonya mantısı olan Pierogi’nin patatesli, etli, peynirli, ıspanaklı ve lahanalısı yapılıyor. Bizim mantıdan farkı daha büyük olması ve üzerine yoğurt dökülmemesi. (porsiyonunda 10 adet bulunuyor)  Haşladıkları mantıların üzerine tereyağı ve ince kıyılmış maydanoz serperek servis ediyorlar. Yarım porsiyon yarım porsiyon iki çeşidinden sipariş verilebiliyor. (Ekşi maya krema ile de servis ediliyormuş) Denedik güzel, tavsiye olunur. Bilgi Notu; Ruskie patates soğan ve peynirli. Z kaputsa Grzybami; lahana ve özel bir mantarlı. Z Miesem; Etli

Golabki; Polonya usulü lahana sarması, maalesef bunu birkaç restaurant da sorduysak da yeme şansımız olmadı. Ülkede sevilen lezzetlerin başında geliyormuş.

Gulaş Çorbası; Sert bir ekmeğin içerisi oyuluyor, patates et ve havuç gibi ürünler kullanılarak hazırlanmış bir çorba. (ekmeğin içi çorba kasesi olarak kullanılıyor) benzerini Prag ve Budapeşte’de de görmüştüm.

Obwarzanek; Simit evet bildiğiniz bizim simidin aynısı, ama bizimkisi daha lezzetli diye düşünüyorum, şehrin her yanında satılıyor ve tüketiliyor. Fiyatı; 3 zloti

Çeşit çeşit biraları ve enfes kokteylleri var,  Türkiye’de market ve büfeden aldığınız fiyata, Krakow’da bir kafeteryada bir şeyler içebilirsiniz. Orta halli bir turistseniz bile gönül rahatlılığıyla restaurantlarda yemek yiyebilirsiniz. Bunların yanına iki artı koyalım.

KRAKOW’da Başka Nereleri Gezmeli;

Florianska Caddesi şehrin ünlü caddelerinden bir tanesi, ana meydandan başlayarak Florianska Kapısına kadar uzanıyor. Hemen kapının ardında ise Barbican bulunuyor şehrin savunması için inşa edilen Krakow’daki simge yapılardan ikisi, Florianska ve Barbican ziyaret edilmeli.

KRAKOW’dan Ne Alınır;

Şehirdeki en meşhur şey Kehribar (Amber) ahşap oyma işçiliği ile yapılmış ürünler de ilgi çekiyor ve mağazalarda çokça yer alıyor.

Zubrowka; (Jubrovka) Meşhur Polonya votkası, doğudaki Biatoziewa ormanlarında yetişen ve bizonların güç toplamak için yedikleri bizon otuyla çeşnilendirilmiş votka. Bu ottan bir tane de şişenin içinde bulunuyor. Bizon otunun cinsel gücü artırdığı söyleniyor. (Zubrowka’nın ot ile çeşnilendirilmemiş sade olanı da mevcut)

PEKİ BU SEYAHATTEN NE ANLADIK;

Polonya daha önce hiç gitmediğimiz ve merak ettiğimiz bir ülkeydi. Pegasus Hava Yollarının Ankara’dan Krakow’a direkt seferlerinin promosyon fiyatı ile başladığını duyunca gitmeye karar verdik.

Bir kez daha Krakow’a gider miyim? Hayır gitmem, çünkü listemizde bir kez gördüğümüz ve yeniden gitmek istediğimiz çok daha güzel şehirler var.

Krakow’a gittiğim için pişman mıyım? Kesinlikle değilim. 3 günlük bir tatil için düşünülebilecek, medeni, tarihi kültürü, lezzeti, hareketi ve eğlencesi bol bir şehir, Türkiye’den daha ucuz (hem de paramızın hiçbir değeri kalmamasına rağmen, ülkemizdeki hayat pahalılığına rağmen) şaka gibi ama öyle!

24 Saat hareketli, eğlence sektörü canlı (bu bizim çok aradığımız bir şey değil) genç ve heyecanlı bir şehir, Krakow’a gidin pişman olmazsınız.

Bir de aklıma gelmişken güvenlik sorunu yok, işportacı ve dilenciye rastlamadık, sadece döndüğümüz gün, Old Town’da bir tane polis aracı gördüm, bunun dışında dört gün boyunca bir tek polis aracına dahi rastlamadım.

GEZİ SONA ERİYOR;

Kötü Şeyler; Toplama kampları Auschwitz ve Birkenau bildiğimiz yerler bildiğimiz olaylar olmasına rağmen bizi üzdü, hüzünlendirdi ve türümüz adına da utandırdı.

Kampları gezdikten sonra trende dönüş yolunda din, insanlık, insan, inanç, acımasızlık-vicdansızlık, yaşam, her şeyini kaybetmek, onur, hayatta kalmak gibi kelimelerin kavramların üzerinden bir kez daha geçtim, ama öyle kısa bir zaman diliminde tüm bunları çözemeyeceğime sadece canımı sıktığımla kalacağıma kanaat getirdim.

Güzel Şeyler;  Krakow şehrinin Old Town’u ve Kazimierz bölgesi güzel vakit geçirmemize olanak sağladı. Artık Türkiye’de rahatlıkla oturup bir kokteyl içmek, içki siparişi vermek canımızı sıkan bir bedel olduğundan rahat-rahat her mekanda bir şeyler içtik, soluklandık.

Krakow çok tarihi bir şehirdi sokaklarında gezerken bu kokuyu dokuyu hissettik, bol-bol sohbet ettik ve ardından bir ülke iki şehir daha gördük diyerek eve döndük.

Klasik dileğimiz ile sona erdirelim; Allah sağlık versin, gezecek kadar da para versin, yeni yerlere gidelim, yeni yerler görelim.

Seyahat Tarihi; 11.09.2023-14.09.2023

Loading