HIRVATİSTAN: Zagreb

Avrupa’nın en güzel ülkelerinden birisindeyiz, Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’teyiz.

En çok nereyi sevdiniz?

Gezmeyi seven insanların sık karşılaştığı bu soruya, genellikle doğrudan bir cevap vermekten kaçınırım, ama ender olarak bence Avrupa’nın en güzel ülkesi Hırvatistan dediğim olmuştur.

 

SEYAHAT FİKRİ NASIL ORTAYA ÇIKTI;

Atina seyahatimizin hemen ardından, Pegasus Hava Yollarının kış kampanyası ile ilgili telefonumdaki uygulamaya bir mesaj geldi.

Daha önce iki kez görme şansı elde ettiğimiz ama daha çok Adriyatik kıyısındaki kasabalarını şehirlerini tatil beldelerini gezdiğimiz Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’i uzun zamandır görmeyi çok arzu ediyorduk.

Ucuz uçak biletini bulunca Aralık 2024’te (4 ay sonrasına) 2025 Mart sonuna eşim ile kendime Zagreb biletini yapıştırdım.

İki kişi gidiş-dönüş 150 Euro (bundan iyisi Şam’da kayısı, gerçi ne Şam kaldı ne de kaysısı ama, ben yine de bu sözü kullanmayı uygun gördüm).

ZAGREB HAVALİMANI;

Tav holdingin çalıştırdığı havalimanı içerisinde Türkiye’den bildiğimiz şirketler faaliyet gösteriyor. (Havaş, Cafe Nero, Bta Catering vb.) son derece modern bir yapı, havalimanının içerisindeki temizlik ise açıkçası beni imrendirdi.

 

ZAGREB HAVALİMANI ŞEHİR MERKEZİ TRANSFERİ;

Zagreb havalimanı şehrin 15-20 kilometre dışında yer alıyor, biz havalimanından şehir merkezine otobüs kullanarak transfer yaptık, sebep tamamen duygusal, havalimanından dışarıya çıktığınızda yolun karşı tarafına geçtiğinizde bir otobüs durağı ile karşılaşacaksınız, buradan bindiğiniz 290 no’lu otobüs ile şehir merkezine gidebilirsiniz. Süre 30 dakika ücret 1.30 euro, bilet şoförden temin edilebiliyor.

290 no’lu otobüsün son durağı, şehirdeki de ilk durağı 😊 Kvaternikov, burada şehrin her bölgesine ulaşabileceğiniz tramvay durakları bulunuyor. Havalimanından gelirken satın aldığınız bir saatlik bilet bu tramvaylarda da geçerli.

ZAGREB’te KONAKLAMA;

Airbnb üzerinden Zagreb’te bir oda kiraladık, şehrin kalbi kabul edilen Jelacic meydanına on dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alan bu odaya iki kişi iki gece için 105 euro ödeme yaptık. İçerisinde küçük bir mutfağı, banyo ve tuvaleti de bulunan son derece konforlu bir tesisti. Odamızın bulunduğu apartman dışarıdan o kadar dökük ve eski gözüküyordu ki, içerisine girdiğimizde pırıl pırıl yeni bir oda ile karşılaştık ve açıkçası şaşkınlık içerisinde kaldık.

Son birkaç seyahatimizde Airbnb uygulamasını tercih ediyoruz, hem konforlu hem de hesaplı olduğunu düşünüyorum. Sistem öylesine sorunsuz işliyor ki (bir kez bu uygulamadan Fransa’da dolandırıldık!!!) Airbnb’ye iyice ısındık.

Rezervasyonumuzu yaptırdıktan sonra ev sahibi bir e-mail atarak pasaport bilgilerimizi gönderirsek hızlı check-in işlemi yapabileceğini söyledi. Pasaportların resimlerini kendisine gönderdim, seyahatimizden 24 saat önce odaya giriş bilgilerini tarafımıza ilettiler.

Gelen mesajda üç adet şifre bulunuyordu, birincisi ile apartmana girdik, ikinci şifre ile ikinci katta yer alan dairenin içerisine son şifreyi kullanarak da odaya. (toplam 4 adet odanın yer aldığı bu işletme yeni baştan bu iş için elden geçirilmiş ve son derece konforlu bir düzenleme yapılmıştı. (Bu dairedeki odamızın içerisinde yer alan küçük mutfak tezgahında bir şeyler hazırlayıp yiyebilmek için gerekli olan her türlü mutfak malzemesi de bulunuyordu).

Özet tavsiye olunur; Zagreb Apartments  Palmoticeva ul. 68 Zagreb adresinde yer alıyor.

İKİ GÜNDE ZAGREB’te NELER YAPILIR ?

Seyahati ilk planladığımızda iki günün çok yetersiz olduğunu düşünerek hayıflanmıştık, ardından Zagreb ile ilgili biraz araştırma yapınca, iki günlük sürenin Zagreb için yeterli olduğu kanaatine vardık. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, Zagreb merkezinde iki günden fazlası aynı şeyleri tekrar yapmak demek!

PEKİ İKİ GÜNDE ZAGREB’te NELER YAPTIK;

İlk gün Ankara’dan hızlı tren ile İstanbul’a Sabiha Gökçen Havalimanından Zagreb’e ardından konaklayacağımız odaya yerleştik falan derken neredeyse akşam oldu. Sadece Jelacic meydanına giderek bir iki saat dolaştık ardından akşam yemeği yedik, zaten yeterince yorulmuştuk, odaya dönerek uyuduk ve günü sonlandırdık.

İkinci gün odadaki kahvaltının ardından yola koyulduk. Zagreb’in turistik bölgesi ikiye ayrılıyor.  Donji Grad (Alt şehir) Gornji Grad (Üst Şehir)

 

JELACİC MEYDANI;

Ban Josip Jelacic meydanı Zagreb’in kalbi sayılıyor. Birçok tramvay hattının geçtiği bu meydan, şehirdeki görülmesi gereken her yere yürüyüş mesafesinde yer alıyor.

Meydanın ortasında Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na karşı Hırvatların haklarını savunan mücadele eden at üzerinde kılıcı ile Avusturya-Macaristan’ı işaret eden Jelacic heykeli ile karşılaşacaksınız.

 

 

Bu heykelin yanı başında bir yuvarlak havuz yer alıyor. Zagreb kelime anlamı olarak Hırvatçada bana su ver anlamına geliyormuş.

Komünizm döneminde meydanda yer alan bu heykel kaldırılmış, 1990 yılında Yugoslavya’nın dağılması ve İç savaşın sona ermesinin ardından yapılan halk oylaması sonucunda heykelin meydana tekrar yerleştirilmesine karar verilmiş. Ban kelimesinin Hırvatçada yasaklı olduğunu öğrendim. Bu sebepten ötürü mü? Ban Jelacic meydanı deniliyor bilmiyorum!

DOLAC MARKET;

Hırvatistan’ın en büyük üretici pazarı olarak biliniyor, Jelacic meydanının yanı başındaki merdivenleri çıktığınızda Pazar ile karşılaşıyorsunuz.  Peynir ve diğer süt ürünleri ile meyve sebze çiçek satan üreticilerin tezgahlarına uğrayarak birkaç resim çektirebilirsiniz.

(Kaptol meydanında yer alan Dolac Marketin; Pazartesi Cumartesi günleri 07-15, Pazar günleri ise 07-13 saatleri arasında açık olduğu bilgisini ekleyeyim).

ZAGREB KATEDRALİ;

108 metrelik ikiz kuleleri şehrin her yerinden görülebiliyor.

Osmanlı tehdidi nedeniyle katedralin etrafı surlar ile çevriliyken, bu tehdidin ortadan kalkmasının ardından görünürlük gerekçesi ile surların bir bölümü yıkılmış. Gösterişli bir yapı.

TİKALCİCEVA CADDESİ;

Zagreb’in müzik bar ve kafelerinin bulunduğu 7/24 hareketli bu caddesini çok seveceksiniz. Genellikle iki katlı tarihi evlerin alt katlarında hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmeler yer alıyor. Özellikle havanın sıcak olduğu dönemlerde bu caddede günün her saati keyifli vakit geçirecek ve Zagreb ziyaretiniz esnasında bu Tikalciceva’yı birkaç kez ziyaret edeceksiniz diyorum.

(Ben bu caddeyi çok sevdim, iki günlük Zagreb tatilimiz boyunca üç kez bir şeyler içmek soluklanmak gelene geçene bakmak için Tikalciceva’ya uğradık).

 

FÜNİKÜLER;

Aslında hiçbir ilginç yanı yok, fakat şehirde yapabileceğiniz o kadar az şey var ki, füniküler de bunlardan birisi.

Tarihi ve belki de dünyanın en kısa Füniküler hatlarından biri olan sizi aşağı şehirden yukarı şehire ulaştıracak 80 metrelik bu füniküler hattına mutlaka uğrayacaksınız. (Füniküler bizim orada bulunduğumuz tarihte bakımdaydı ve biz binmedik, açıkçası faaliyette olsa da binmezdim, füniküler hattının yanındaki merdivenleri kullanarak iki-üç dakika içerisinde yukarıya çıkabilirsiniz, taktir sizin)

Füniküler şehrin alışveriş caddesi olarak bilinen İlıca Caddesi üzerinde yer alıyor (daha doğrusu caddeden 20 metre içeride).

Ilica caddesi üzerinde bir de kravat müzesi bulunuyor, Hırvatlar kravatı bulan millet olarak biliniyor.

Hırvatlar 1635 yılında Fransa’daki savaşa asker gönderdiklerinde kendi askerlerine diğer askerlerden rahatça ayırt edilebilsinler diye şık boyun bağları takmışlar, kravatın kökeninin bu olduğu söyleniyor.

Hırvatlar aynı zamanda dolma kalemi ilk Eczaneyi Dubrovnikte 17.yy da açılan ilk yetimhaneye de açan millet olarak biliniyorlar diyelim ve Zagreb turumuza devam edelim.

 

LOTRSCSK KULESİ;

13.yy da inşa edilmiş bu kuleden her gün saat 12.00 de sembolik bir top ateşi yapılıyor.

Bu kule ilgili şöyle bir bilgi ile karşılaştım (internette).

Osmanlı ordusu Zagreb’i kuşattığında, bu kuleden ateşlenen bir top, bir askerin Osmanlı paşasına götürdüğü bir tepsinin üzerine düşmüş. (Tepside Tavuk-Hindi gibi bir yemek varmış) Uluslar-Milletler kendilerini kahraman, rakiplerini düşmanları korkak ve komik duruma düşüren hikayeleri masalları çok seviyorlar, bu olayın da böyle bir şey olduğunu düşünüyor ve bu hikaye için amiyane tabirle at yalanı sevsinler inananı diyorum.

 

Bu olayın ardından Osmanlı ordusu Zagreb kuşatmasını sona erdirmiş. Artık tepsideki tavuk ne oldu, Paşa o gün öğle yemeğinde ne yedi orasını da bilmiyorum.

Günümüzde her gün saat 12.00’de kuleden sembolik bir top atışı yapılıyor.

 

ST. MARK KİLİSESİ;

Lotrscsk kulesinden birkaç yüz metre uzaklıkta yer alan St. Mark Kilisesi şehrin sembol yapılarından bir tanesi, kilisenin çatısında iki tane hanedanlık arması yer alıyor.

Markov meydanında bulunan St. Mark Kilisesi yukarı şehir olarak adlandırılan bölgede bulunuyor. Bu bölge aynı zamanda resmi kurumlarında bulunduğu bir yer.

 

KAMENİTA VARTA (TAŞ KAPI);

1731 yılında şehirde çıkan büyük yangında bu bölgede bulunan Hz. Meryem’e ait bir resmin yanmaması nedeniyle Hz. Meryem şehrin koruyucusu ilan ediliyor. Resmin bulunduğu o noktaya bir sunak yapılmış ilginç küçük bir yer, dua eden mum yakan insanlar ile karşılaşacaksınız.

Taş kapının hemen yanı başında at üzerinde bir şövalye heykeli bulunuyor. Burada güzel de bir kafeterya var. Oturup bir şeyler içip soluklanmak için keyifli bir nokta.

 

ZAGREB İLE İLGİLİ KÜÇÜK BİLGİLER;

Zagreb de iki tane daha hareketli cadde-sokak bulunuyor Opatovina sokağı ve Skalinska sokağı.

Bu bilgi ilginç, Mirogoj mezarlığı şehrin biraz dışında yer alıyor. Adeta bir sanat galerisine benzetiliyor merkezden kalkan 106 no’lu otobüs ile ulaşılabiliyormuş (muş) diyorum, çünkü biz gitmedik.

Şehirde bir de Kırık Kalpler Müzesi ya da Bitmiş İlişkiler Müzesi yer alıyor. Müze başarısız aşk ilişkileri için kurulmuş bir hüzün mekanı, müzenin içerisinde eski sevgililerinden kalma kişisel nesneleri bağışlayan insanların objeleri yer alıyor(muş) buraya da ilgilenmediğimiz için uğramadık.

 

ZAGREB ŞEHİR İÇİ ULAŞIM;

Şehir içerisinde çok yaygın bir toplu taşıma mevcut. Neredeyse her sokaktan tramvay veya otobüs geçiyor desek abartı olmaz. 30 dakikalık bilet 0.80 cent.

 

ZAGREB’te NE YENİLİR;

 

Biz bir akşam yemeğinde Pizza, iki kez de Cevapcici denilen balkanlardan bildiğimiz bazlamaya benzeyen yumuşak bir tırnak pide ve kuru soğan ile servis edilen köfte yedik, sos ve patates kızartması da sipariş ettik, tavsiye olunur. Fiyatı da uygun diye düşünüyorum 10 adet köfte ile sunulan büyük porsiyon 9.00 – 7 adet köfte ile sunulan küçük porsiyon ise 7.00 euro, Cevapcici veya cevabi (olarak da biliniyor) dana eti ile yapılan bizim İnegöl köftenin benzeri.

Dolac marketin merdivenlerinden Jelacic meydanına doğru inerken karşınıza çıkacak olan Plac adlı restaurant şehirde bu lezzeti en güzel yapan yerlerden birisi, halk tipi bu mekanın fiyat-performans oranı da son derece iyi düşüncesindeyim.

 

BU SEYAHATTEN NE ANLADIK;

Zagreb 3.85 milyon nüfuslu Hırvatistan’ın en büyük şehri (nüfusu 770 bin) şehir merkezinde yoğun sayılabilecek bir trafik var, fakat karmaşa gürültü yok, düzenli bir şehir.

Avrupa’nın en yeşil şehirlerinden birisi sayılan Zagreb’e Mart sonu gittiğim için açıkçası üzüldüm, ucuz etin yahnisi bu kadar olur diyelim. (Ucuz uçak bileti ile ölü sezonda gittiğimiz için bu ifadeyi kullanıyorum).

Hırvatistan’a gidecekseniz, Zagreb ilk tercihiniz olmasın kanaatindeyim, Adriyatik kıyısında muhteşem şehirler ve kasabalarını önce bir görün derim, Split (ben görmedim ama) çok güzel bir şehirmiş.

Türkiye’ye geri dönüşte havalimanı giderken yolunda otobüsten inerek Lıdl markete uğradık, uygun fiyatlı birkaç peynir çeşidi, şarap ve cin satın aldık. Avrupa’da neredeyse her ülkede bulunan orta kalitedeki bu market zincirinin Duty Free’lerden daha ucuz olduğunu düşünüyorum. (Tabii aradığınız her şeyi bulamayabilirsiniz)

 

GEZİ SONA ERİYOR;

Üçüncü gün kahvaltının ardından bir iki saat şehrin sokaklarını gezdik, hava pırıl pırıl güneşli olmasına rağmen güneşin değmediği yerler oldukça soğuktu, bu güzel şehirde balkanlardan gelen soğuk hava kütlesi sözünün ne olduğunu hissettiğimiz zamanlar oldu.

Yugoslavya’nın dağılmasının ardından patlak veren iç savaşın çok etkilemediği Zagreb’de yoğun bir restorasyon çalışması ile karşılaştık, neredeyse her üç binanın birinde inşaat faaliyeti vardı desem abartı olmaz.

Tarihi dokusunu koruyan, güvenli, Balkanlardan pahalı, Avrupa’dan ucuz Zagreb iki günlük bir ziyareti hak ediyor diyerek bu yazıyı her zaman ki dileğimiz ile sonlandıralım.

Allah sağlık ve gezecek kadar da para versin yeni yerlere gidelim, yeni yerler görelim.

Gezi Tarihi; 18.03.2025-20.03.2025

 

 

 

 

Loading