YUNANİSTAN (2024); KOS, PATMOS, SYMİ

Ege’de Sarı Yaz… Yaklaşık 6 yıl önce Kos-Leros-Patmos adalarında 5 günlük bir tatil yapmış ve özellikle Patmos’un sakinliğine hayran kalmıştım.

Yurt dışında değişik ülkeler şehirler görelim hevesi nedeniyle yıllardır deniz tatili yapmadığımızı fark ettik.

Ve bu yıl Patmos ile Simi adasında Ege’de “sarı yaz” denilen Eylül ayında bir haftalık bir deniz tatili yapmaya karar verdik.

Daha önce yazdığım Kos ve Patmos yazısı nedeniyle bu iki ada ile ilgili metni olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım, meraklısı o zaman kaleme aldığım makaleye bir göz atabilir.

KOS;

Patmos ve Simi’ye bizim arzu ettiğimiz noktalardan istediğimiz günlerde (Bodrum ve Fethiye) direkt bir feribot seferi olmadığını öğrenince ilk önce Kos adasına gitmek zorunda olduğumuzu fark ettik.

Aslında ilk başta Kos adasında konaklamayı düşünmüyorduk, fakat Bodrum’dan Kos’a geçeceğimiz feribot ile Patmos’a devam edeceğimiz iki feribot seferi arasında sadece bir saatlik bir zaman aralığı vardı, devam feribotunu kaçıracağız stresine girmeyelim düşüncesiyle Kos adasında bir gece kalmaya karar verdik.  Bu bir günlük süre içerisinde neler yaptık aşağıda 🙂

Bodrum’dan Kos’a Fahri Kaptan 5 feribotu ile geçtik, süre sadece 30 dakika, (tek yön ücret 25 euro) bu arada Bodrum limanına feribot kalkış saatinden en az bir saat önce gitmenizi tavsiye ediyorum, çünkü check-in ve pasaport kontrolü biraz zaman alıyor.

Kos limanına vardığımızda bizden biraz önce gelen diğer iki feribot nedeniyle 15-20 dakika feribot içerisinde bekletildik. (feribotun klimalı salonu kızgın güneşin altında beklemekten iyiydi)

BİR GÜNDE KOS ADASINDA NE YAPILIR;

Kapıda vize uygulaması nedeniyle günü birlik gidip gelmek çok akıllıca değil gibi gözüküyor. Ama buna rağmen Türk feribot firmalarından sezonluk 90-100 euro ödeyerek sınırsız kullanım hakkı tanıyan biletler ile adaya defalarca gidip-dönen (özellikle yeşil pasaport sahibi) insana rastladık.

Kos’a günü birlik bir ziyareti tavsiye etmiyorum (takdir sizin) çünkü feribot yolculuğu, pasaport kuyruğu check-in derken zaten 2-3 saatiniz kayboluyor, geriye kalan 4-5 saatlik sürede liman çevresinde gezdiğiniz ile kalırsınız.

PEKİ BİZ BİR GÜNDE NE YAPTIK;

Fahri Captan 5’in yardımsever kaptanı Özgül (yoksa Öznur’muydu) hanım 30 dakikalık seyahat boyunca  bilgi talep eden herkese yardımcı oldu.

Bize de Türk bir Rent a Car çalışanı Tutku beyin telefonunu verdi. Bodrum’dan Kos’a seyahat ederken hemen Whatshap’tan bir mesaj attım, 60 Euro karşılığında  bir Wolswagen Up rezervasyonu yaptılar  ve  “pasaport kontrolünden çıkmak üzereyken bize bir mesaj atın” aracı limana getirelim dediler. Pasaport kontrolünden çıktığımızda aracımızı teslim aldık. (Safari rent a car gezdiğimiz üç ada içerisinde araç için en fazla ücreti Kos’ta ödedik:( )

Kos oldukça büyük bir ada, özellikle adanın Bodrum’a göre ters tarafında kalan plajları ana limana 45-50 kilometre mesafede yer alıyor.

Safari Rent a Car firmasından bir harita rica ederek gezilmesi gereken yerleri işaretlemesini rica ettik.

KOS ADASINDA İNTERNET KULLANIMI;

Türk hattınızla kullanacağınız internet günlük 300 tl (güncel kur ile 9-10 euro) civarında bir bedel karşılığı oluyor.  Kos adasına gittiğimizde günlerden Pazar’dı ve işletmelerin neredeyse tümü kapalıydı biz de ilk gün kendi GSM operatörümüzü açarak navigasyon yardımı ile adayı gezmeye koyulduk.

Not; Ertesi gün Hipokrat ağacının 40-50 metre doğusundaki sokakta (Polis merkezinin yanı başında) bir Vodafone bulunuyor, Patmos’a geçmeden önce bir hafta yunan adalarını dolaşacağımızı ucuz bir internet paketi satın almak istediğimizi söyledik, 15 euro’ya 2 GB’lık bir internet paketi satın aldık. (Eğer adalarda iki günden fazla kalacaksanız tavsiye olunur.)

KOS ADASININ GÜNEY BATISI;

Kefalos plajı adanın Güney batısında yer alan en uç nokta, buraya kadar giderek soluklandık ve soğuk bir şeyler içtik. Sonra yol boyunca birkaç plaja uğradık (Camel Beach, Paradise Beach) ardından da Kos adasında en çok sevdiğimiz yer olan Zia köyünü ziyaret ettik.

(Adanın Güneyinde onlarca plaj yer alıyor, Paradise Beach bunlardan bir tanesi.)

ZİA KÖYÜ;

Zia ana limana 25 kilometre mesafede Bodrum’un tam karşısında dağın yamacında yüksekte yer alan havadar ve serin bir köy.

Çok güzel düzenlenmiş bu köy, sevimli ve sempatik.  Köy içerisinde hediyelik ürünler satan işletmeler, kafeteryalar ve şık restaurantlar bulunuyor. Bir öğle veya akşam yemeğinizi mutlaka bu köyü ziyaret ettiğiniz zaman dilimi içerisine denk getirin hiç pişman olmayacaksınız.

Zia’yı Kos adası yapılacaklar listesinde bir numaraya yazın.

(Bence Kos adasının en keyifli yeri Zia köyü)

Kefalos, plajlar ve Zia köyü zamanımızın çoğunu tüketti, ardından otele dönerek biraz dinlendik ve akşam yemeği için otelin yakınında yer alan Ali Restaurant’a gittik. Bu işletmeye yaklaşmamızla şaşkınlığımız arttı, onlarca masada oturan yüzlerce müşterisi ile çok rağbet gören bu mekanı hem fiyatları hem de lezzetleri nedeniyle tavsiye ediyorum.

İşletmecileri Türk asıllı Yunan vatandaşı olan 32 senelik bu mekan, hem Türk hem de Yunan lezzetlerini bir arada bulabileceğiniz ve keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer olduğu kanaatindeyim.

(Ali restaurantı tercih ederseniz pişman olmayacaksınız.)

KOS ADASINDA NELER YAPILIR;

  • Ana liman ve çevresi gezilir.
  • Old Town olarak adlandırılan sokak boydan boya dolaşılır, sokağın yukarısında lezzetli döner yapan işletmeler bulunuyor.
  • Ali Restaurant’da bir akşam yemeği hiç fena olmaz.
  • Zia köyü mutlaka ziyaret edilmeli, öğle yemeğine denk getirirseniz, Bodrum yarımadasını bir dağın zirvesinden seyrederek, esintili ve serin Zia’da güzel vakit geçireceksiniz.
  • Kos içerisinde Osmanlı ve İslam eserleri yer alıyor, yakın tarihteki depremde büyük hasar alan bu eserler maalesef bu güne değin restorasyon geçirmemişler.
  • Hipokrat’ın adası Kos’ta artık çürümeye yüz tutmuş büyük bir Hipokrat ağacı bulunuyor, bir fotoğraf çekmeden olmaz.
  • Adanın hem Bodrum hem de Datça yarımadası tarafında yer alan onlarca plajı bulunuyor, özellikle Datça yarımadasının karşısında yer alanları tercih ederseniz, memnun kalırsınız. (Skinos Bay, Kefalos, Stefanos Beach, Camel Beach, Paradise Beach)

(Elveda Kos, bir sonraki ada Patmos)

 

PATMOS;

Kanuni Sultan Süleyman’ın ticaret serbestliği tanıdığı ve bunun için bir de ferman yazdığı, hem Katolik hem de Ortodoks dünyasının Hıristiyanlığın yedi hac merkezinden biri olarak kabul ettiği Patmos on iki adaların en kuzeyinde yer alıyor.

PATMOS’A NASIL GİDİLİR;

Bizim gittiğimiz tarihte Bodrum’dan Patmos’a direkt sefer bulunmuyordu. Rodos ve 12  adalar arasında düzenli sefer yapan DODEKANİSOS firmasının internet sitesinden aldığımız bilet ile Kos’tan Patmos’a gittik. (Seyahat süresi iki buçuk saat, bilet fiyatı ise 32 euro).

(Rodos’tan sabah 08.00 de hareket eden bu feribot önce Simi’ye ardından da diğer adalara uğrayarak tekrar aynı hat üzerinden Rodos’a dönüyor.)

Kos’tan bindiğimiz feribot Kalymnos, Leros, Lipsi Adasının ardından Patmos’a vardı.

(Hora Bölgesi’nin her sokağı bir ayrı güzel)

On iki ada arasında sefer Dodekanisos feribot firması hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Tarih değişikliği olduğunda biletimi maddi kaybım olmaksızın iade aldılar. Feribota binerken eğer valiziniz varsa valizinizi alıyorlar ve her adanın bagajlarını farklı bir köşeye diziyorlar, feribot bir adaya yaklaştığında o adanın valizlerini çıkış kapağının önüne yere diziyorlar, daha limana halat bağlanırken yolcular valizlerini eline alıyor, kapağın açılmasından itibaren bir dakika içerisinde yüzlerce yolcu iniyor ve ardından o noktadan feribota binmek isteyen insanlarda hızlı bir şekilde valizlerini teslim ederek biletlerinin barkotlarını okutturuyor ve koltuklarına yerleşiyor. İnanılır gibi değil yüzlerce yolcunun valizlerini alıp inmesi ve yeni yolcuların tekrar feribota binmesi bir iki dakikadan fazla sürmüyor. Bu işlemlerin ardından feribot tam zamanında bir sonraki limanda varıyor.

Patmos’da iki ana bölge bulunuyor bunlardan biri Chora (Hora) kalenin yer aldığı bölge ve diğeri de Skala (ana limanın olduğu yer) bunun dışında konaklama seçeneği olarak Grikos koyuda düşünülebilir. Ben bu adaya yaptığım iki seyahatte de Grikos koyunda yer alan Grikos otelde kaldım, fiyat denge gözetildiğinde OK konaklama imkanı bulunan bu aile işletmesini kesinlikle tavsiye ediyorum. (Günlük iki kişi OK 80 Euro’ya konakladık) Grikos hotelin hemen yanı başında yer alan Aktis hotel ise son derece konforlu ve şık bir tesis. (Fiyatı ise benim gittiğim dönemde iki kişi OK 270 euro civarındaydı)

(Skala’da yer alan şık işletmelerden sadece bir tanesi!)

Grikos koyunda Flisvos ve Ktima Petra adlı iki restoran yer alıyor, ikisi de hem lezzet hem de fiyat olarak tercih edilebilecek işletmeler. (biz bir akşam Flisvos diğer akşam ise Petra’da yedik, ikisinden de memnun kaldık) Bu arada Flisvos restaurantta Cuma ve Cumartesi akşamları canlı müzik de oluyor.

(Metinde bahsettiğim gibi, Yunan adalarında yapılabilecek en güzel etkinlik, plajda kumsalın üzerinde yer alan masalara kurulup bir öğle rakısı keyfi!)

 

Adanın kutsal sayılmasının sebebine gelince, İncil’in vahiyler kısmının yazıldığı yer olarak bilinen Patmos Ege’nin Kudüs’ü kutsal ada ve küçük ada adıyla da biliniyor, Adada yer alan Yuhanna Manastırı ve Kıyamet Mağarası Unesco Dünya Mirası listesinde yer alıyor.

Patmos ile ilgili genel bilgilerin ardından peki biz bu adada üç gün boyunca neler yaptık, siz neler yapabilirsiniz konusuna gelirsek.

Birinci gün feribot iskelesinden indikten hemen sonra Rent a Car firmalarına uğradık, ilk ikisinde araç yoktu (içimizi bir korku kapladı) üçüncüsünden iki kişilik bir Smart marka araç kiraladık, (fiyatı 40 euro firmanın adı Rentaluxe car & moto) 15 euroluk benzin aldık ve önce otele giderek valizlerimizi bıraktık, ardından Skala bölgesinde yer alan adadaki en büyük marketten üç gün boyunca yetecek kadar içecek bir şeyler aldık. Küçük bir bilgi; Grikos koyunda birkaç restaurant ve kafeteryanın dışında hiçbir şey yok. (Market fiyat bilgisi Smirnoff Ice 2,5 euro, Biralar 1.00-1.50 euro , Gordon Cın-Tonik 2,50).

Marketten aldığımız soğuk içeceklerin birkaçını evden götürdüğümüz soğuk tutar çantasına yerleştirdikten sonra adanın koylarını tek tek ziyaret ettik. İsimlerini aşağıda sıralıyorum.

Psili Ammos Plajı, Kambos, Vagia Bay, Didimes Bay, Panagıa Geranou,  Lambi Plajı ve son olarak konakladığımız Grikos Koyu. Plajlarda Kambos hariç şezlong şemsiye bulunmuyor, ama yanınızda yere serecek üzerine uzanacak bir şeyleriniz varsa, bütün plajlarda bir ağaç gölgesi, sessizlik ve tertemiz bir deniz bulacağınızın garantisini veriyorum, bir de bizim gibi yanınızda soğuk birkaç içecek ve atıştırmalık bir şeyler götürdüyseniz, sakin-güzel bir gün sizi bekliyor. (Bu arada bazı koylarda yemek yiyebileceğiniz bir restaurant bulunuyor).

(Grikos Hotel’i işleten çift ve samimi torunları, gösterdiğiniz misafirperverlik için minnettarız)

Grikos Hotel’in işletmecisi olan çiftin cana yakın torunları (kendisi kışın Atina’da yaşıyormuş) Mihail’ın Patmos restaurant önerileri ise şunlardı.

SKALA; Tsipouradiko Taverna (Merkez içerisinde kumsalın üzerine yerleştirilmiş masaları olan keyifli bir işletme.

CHORA; (HORA) Pantheon Taverna  ve Loza Taverna (bu iki işletmede ana limanı Skala’yı tepeden seyredebileceğiniz güzel bir manzaraya sahip konumdalar.

KAMPOS BAY; Kavourakia Taverna (Adanın en keyifli-konforlu plajı)

LAMPİ BAY; Lampi Restaurant (Lampi merkeze Skala’ya en uzak koylardan birisi Lampi Restaurant sessiz ıssız tertemiz bir plajda kumsalın üzerine yerleştirilmiş masalarda lezzetli deniz ürünleri sunuyor. Biz gittiğimizde koca plajda sadece dört çift ve kuş sesi vardı.

GRİKOS BAY; Flisvos ve Kitima Petra

(Flisvos Restaurant hem manzarası hem de yemekleri lezzetli, fırında oğlak tavsiye olunur!)

 

PATMOS’UN ÖZETİ;

İkinci kez geldiğimiz bu adada çok huzurlu bir üç gün geçirdik. Altı yıl önce yine bu otele gelmiştik dememizin ardından Grikos Hotel’de büyük bir misafirperverlik ile karşılaştık. Yukarıda değindiğim gibi ilk gün araç ile adanın bütün koylarını dolaştık, ikinci gün sabah kahvaltının ardından Chora (Hora) bölgesine çıktık, manastıra girdik (giriş 5 euro) ardından Chora’nın temiz çiçeklerle bezeli sokaklarını dolaştık, daha sonra Skala’ya indik kiraladığımız aracı teslim ettik ve Grikos koyuna dönerek deniz keyfi yaptık.

Adanın merkezi konumundaki Skalanın gündüz ayrı, akşamları bir ayrı güzel olduğunu bildiğimizden, ilk gün akşam yemeği için Skala bölgesine gittik. (Skala-Grikos koyu arası sadece 4 km) sonraki iki günü Grikos koyunda deniz keyfi yaparak, Aktis Hotel’in yanı başındaki Taverna’da (masalar denizin yanı başında kumsalda yer alıyor) öğlen rakısı yaparak geçirdik, akşamları yukarıda bahsettiğim gibi bir akşam Petra, diğer akşam ise Flisvos restaurantı tercih ettik ve Patmos tatilimizin sonuna geldik

Patmos için şunları söylemek istiyorum; Sessiz, huzurlu, lezzetli, çok popüler bir ada olmaması nedeniyle daha kaliteli bir turist kitlesine sahip, hem Skala’da hem Grikos koyunda yer alan restaurantlarda iki kişi içki dahil  40-60 euro’ya aralığında yemek yiyebilirsiniz. Yediğimiz her şey çok lezzetliydi kötü hiçbir şeyle karşılaşmadık.

Altı yıl öncesine göre Patmos adasında hem konaklama hem de yeme-içme mekanlarında %20-25 oranında bir fiyat artışı olduğunu gözlemledim.

Ve Grikos Hotel’e ayrı bir paragraf açmak istiyorum, bir ailenin işlettiği bu otel 15-20 odalı denize 20 metre mesafede yer alıyor, bana ve eşime o kadar ilgi sevgi gösterdiler ki, anlatılır gibi değil, kahvaltıda sunulan her şey  Maruşa’nın (ismi bu şekilde okunuyor) elinden çıkıyor, yaptığı turtalar ödüllü, sadece şunu söyleyebilirim teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler…

(Grikos Koyu)

Son Olarak; 3000 Nüfuslu Patmos İncil’in vahipler kısmının yazıldığı ada olarak Ege’nin Kudüs’ü, Kutsal Ada, küçük ada olarak da biliniyor. Bu kutsal adanın bu ulvi yanı ne yalan söyleyeyim beni çok da ilgilendirmiyor, Patmos benim için Grikos Hotel, Skala’nın sevimli şık dükkanları-sokakları, tertemiz koylar, öğlen rakısı Ege esintisi ve Ege serinliği demek.

 

SYMİ;

Adını deniz tanrısı Posedion’un kızından alan Symi (Sömbeki) Datçanın hemen karşısında yer alıyor.

Bozburun’a sadece 6 km mesafede yer alan Neo klasik tarzda inşa edilmiş, yamaçlara serpiştirilmiş iki ve üç katlı pastel renklere boyalı yapılarıyla Egenin en sevimli adalarından birisi. (Şimdiye kadar gördüklerim içerisinde).

Symi’ye nasıl gidilir; Patmos’dan bindiğimiz Dodekanisos feribotu ile tam beş saate yakın bir yolculuğun ardından  Symi’ye geldik, yolculuğun bu kadar uzun süreceğini biliyorduk, bu bilinçli ve kabul ettiğimiz bir seçenekti. Yıpratıcıydı!

3000 Nüfuslu Simi’de ticaret yapmak için en az iki-üç kuşak Simili olmak gerekiyormuş, aynı sıkı iç denetim mekanizması hassasiyeti ev-konut inşaatı içinde geçerli. Adanın bozulmadan günümüze gelme sebebinin bu sıkı kurullar olduğu çok belli.

Simi adasında Booking.com üzerinden kiraladığımız bir odada kaldık, liman içerisinde merkezde konum olarak on numara bir seçimdi, sadece kiraladığımız oda öylesine küçüktü ki, valizlerimizi yatağın altına koymak zorunda kaldık. 🙂

Konaklama için ana limanın bulunduğu bölgeyi seçerseniz, çok rahat edeceğinizi söyleyebilirim, zira adada Pedi Beach dışında konaklama seçeneği pek yok. (ya da sınırlı diyelim)

(Simi’nin gecesi bir ayrı gündüzü bir ayrı güzel)

İlk gün akşam yemeği için Pantelis’e rezervasyon yaptırmıştık, Pantelis meşhur Manos’a göre kısmen daha makul fiyatlı seçenekler sunan bir restaurant (iyi bir tercih yaptığımızı söyleyebilirim) Fiyat Bilgisi; Kalamar; 14 Euro, Ev şarabı yarım litre 5,50 euro, Yunan salatası 8 euro, Kuzu Pirzola 14 euro.

Simi ile ilgili Küçük Kısa Bilgiler;

Tsati öğleden sonraları adada tüketilen en popüler kokteyl.

1881 yılında zamanın ünlü heykeltıraşı Valsamis tarafından yapılan saat kulesi adadaki en önemli yapılardan bir tanesi (görmemeniz imkansız limanın girişinde yer alıyor)

Simi adası ikinci dünya savaşında işgal edilmiş (savaş ne kadar yakınımıza gelmiş görüyor musunuz?)

Nikolas Pastanesi 1925 yılında açılmış, Pastanenin geleneği kullandığı her malzemeyi adadan temin etmek ve maddi durumu iyi olmayan ada sakinlerinden para almamakmış. Tereyağlı halka şeklindeki çörekleri çok meşhur adı; Galaktoburek. (bunu kesinlikle deneyin, gerçekten harika!)

PEKİ SYMİ’DE ÜÇ GÜNDE NE YAPTIK?

İlk gün akşam yemeğinden sonra odamıza giderek yattık ve günü sonlandırdık. İkinci gün için elektrikli iki kişilik küçük bir araç kiralamıştık.

Sabah konakladığımız odanın hemen karşısında yer alan pastaneden aldığımız börekler ile minik balkonumuzdaki kahvaltı keyfinin ardından yola koyulduk.

(Kiraladığımız elektrikli otomobil)

İlk olarak adanın ünlü Manastırı Panoramitisi ziyaret ettik.

Panoramitis korunaklı bir koyda yer alıyor, Hıristiyan dünyası açısından önemli bir yer, mayo ile girmek evcil hayvan sokmak yasak. Çok özel bir yer mi? Hayır ama Simi adasına kadar gitmişken burayı görmemek düşünülemez, Simi’yi sadece bu Manastır için ziyaret eden insanlar olduğunu öğrendik.

(Hıristiyan dünyasının önemli merkezlerinden biri sayılan Panoramitis)

Panoramitis’in ardından Marathounda Bay adlı plaja gittik. Bu koy Simi’de deniz keyfi için en sevdiğimiz yer oldu. Plajda dolaşan keçiler turistlerin plaj çantalarına kafalarına sokarak yiyecek bir şeyler arıyorlar. Marathounda plajında lezzetli ve hesaplı bir tavernada bulunuyor. Şezlong ve şemsiye ücreti yok!

Marathounda plajında denize girdik, öğle yemeği yedik ve burada geçirdiğimiz birkaç saatten büyük keyif aldık. (Burada konaklayacak küçük bir pansiyonda bulunuyor)

(Marathounda plajı)

Ardından Simi merkeze dönmeden önce Toli Beach’in yanı başında yer alan Taverna Dafnes’e uğradık. Burada da şezlong ve şemsiye ücreti talep etmiyorlar, güzel bir plaj, temiz lezzetli ve hesaplı bir restaurant bulunuyor.

Taverna Dafnes’in plajında biraz güneşlenip, berrak denizinde ferahladıktan sonra, restaurant-kafeteryasına çıktık, ben bir cin tonik, Nurşen’de bir tane Türk kahvesi içti, (onlar greek cafe diyorlar) iki tane de soğuk su istedik, ücret 8 euro! Neden insanlar yunan adalarına gidiyor, işte bu yüzden, huzurlu sessiz ve olması gerektiği kadar ücret.

(Taverna Dafnes)

Simi’nin merkezine geri döndük, elektrikli minik aracımızı teslim ettik ve günü sonlandırdık.

Simi’deki  üçüncü ve son günümüzde deniz boat denilen tekne ile koyları dolaştık.

Bu tekneler ana limandan hareket ediyor, bilet gidiş-dönüş olarak satılıyor fiyat ise gideceğiniz koyun uzaklığına göre 12-17 euro arasında değişiyor. Tekne sırası ile Pedi Beach, Nanou, Saint George Bay, Marathounda Bay’a gidiyor. Sıraladığım bu koyların bazılarına araç ile gitme imkanı bulunmadığından Simi’de ki en az bir gününüzü bu şekilde değerlendirerek, zevkinize göre seçeceğiniz bir koyda deniz keyfi yapmanın iyi bir tercih olacağını söyleyebilirim.

Bu koylar içerisinden (bizim tercihimiz) bir gün önce gittiğimiz ve büyük keyif aldığımız Marathounda oldu. Ama diğerleri de çok iyi idi! (Not; Saint George Bay harika bir plaja sahip ama maalesef hiçbir tesis bulunmuyor)

 

SİMİ İÇİN NELER SÖYLENEBİLİR;

Ana limanda denize girme imkanı bulunmadığından, bir gün araç kiralamanın bir günde taksi boat ile koyları ziyaret etmenin iyi bir seçenek olduğu kanaatindeyim. Üç günden daha fazla bir süreyi bu güzel adada geçirmeyi düşünüyorsanız, sonraki günler için farklı koylarda deniz keyfi düşünülebilir.

 

Simi bugüne kadar gördüğüm 6-7 Yunan adası içerisinde en sevimli ve sempatik olanıydı. Yanı başımızda ama bizim buralara hiç benzemeyen bu şirin ada en az üç günlük bir ziyareti kesinlikle hak ediyor. Hiç pişman olmayacak ve güzel vakit geçireceksiniz.

 

 

BU TATİLDEN NE ANLADIK;

1 Kos 3 Patmos 3 Symi toplam 7 gece 8 günlük bu tatilimiz boyunca üç adada birer gün araç kiraladık, minik adalar olduklarından toplu taşım imkanı maalesef yok ya da yaygın değil, taksi ücreti (örneğin Patmos’da) nereye giderseniz 10 euro idi. Böyle düşünüldüğünde bulunduğunuz adanın tamamını görmek ve gezmek için en az bir gün araç kiralamanın mecbur olduğu kesin.

Bir günlük Kos! Hiç fena değildi, Zia köyüne bayıldık, oldukça büyük bir ada olan Kos aynı zamanda bir havalimanına sahip ve bu havalimanından Uluslararası uçuşlarda yapılıyor,  adanın güney kısmında sakin plajlar yer alıyor, ana yerleşim merkezi ve hareketli bölge Bodrum’un karşısında yer alıyor. Ama sonuç olarak; Birkaçgün Yunan adalarında tatil yapacaksam Kos’u tercih etmem !

Patmos yorgun ruhumuza iyi geldi. Lezzetli tavernaları, sakin turist kitlesi, sessizliği ile çok keyifliydi. Ama Simi’yi gördükten sonra bizim için popülerliğini yitirdi!

Ve bu tatilin en göz alıcı adası Symi (Sömbeki) eşim Nurşen  Simi’yi  Amalfi kıyılarına benzetti, küçük dar bir limana sahip, limanın iki yanındaki dik yamaçlara serpiştirilmiş pastel renkli neo klasik tarzda inşa edilmiş yapıları ile masalsı, özellikle tekne sahibi Türkler tarafından yoğun ilgi görüyor, ana limandaki 100 tekne ve motor yatın 98 tanesi Türklere aitti, adada yüksek sezonda nüfus sayımı yapılsa, Türkler Yunanlılardan daha fazla çıkar!

Tek olumsuzluk, yoğun Türk ilgisinin kısıtlı alt yapı ve kısıtlı hizmet sektörüne sahip bu adalara biraz fazla geldiğini fark ettim, fiyatlar yukarıda da söylediğim gibi altı yıl öncesine göre %30 oranında artmıştı!

 

TATİL SONA ERİYOR;

2024 yılı yaz aylarının sosyal medyadaki en popüler konusu Yunan adalarının ucuzluğu, Türkiye’deki turizm beldelerinin ve turistik işletmelerin pahalı fiyatları idi. Evet Yunan adaları Türkiye’den hala daha ucuz. Hem de bugün itibari ile euro 38 tl olmasına rağmen! Ama maalesef artık orta halli bir Türk turiste hiçbir şey hiçbir yer ucuz değil 🙂

Yunan adalarında en hoşuma giden şey şuydu! Sürpriz hiçbir adisyon ile karşılaşmıyorsunuz, bir plaj hariç (Kos buna dahil değil) şezlong şemsiye ücreti falan talep eden yoktu, içeride şu kadar para harcamak zorundasınız diye bir zorbalık ile karşılaşmıyorsunuz.

Bir de şu çok ilgimizi çekti, hatta hoşumuza gitti, vasat bir işletme ile gösterişli lüks (izlenimi veren) işletme arasında günün sonunda hesap geldiğinde bir kaç euro’dan fazla bir fark ile karşılaşmıyorsunuz. Şöyle ki, gösterişli şık mekanda bir 20 cl uzo 12-14 euro ise, sıradan işletmede de 10 euro.

BAKIN BU ÇOK ÖNEMLİ; Kos adasına gittiğimiz gün günlerden pazardı, adadaki işletmelerin-mağazaların bir çoğunun kapalı olduğuna şahit oldum ve açıkçası çok şaşırdım, yazın kısa sezonda çalışalım, kışın zaten aylarca yatıyoruz demiyorlar, kimse hafta tatilinden vazgeçmiyor. Hayata bakış açımızdaki en belirgin farkımız bu galiba.

(Bu metindeki son fotoğraf bu kare olsun; Çocukluğumuz gençliğimiz birlikte geçti, 32. Evlilik yıldönümümüzde akşam yemeğinde Simi adasında Pantelis restaurantaydık.)

ÖYLEYSE; Allah sağlık versin, gezecek kadar da para versin yeni yerlere gidelim, yeni yerler görelim.

Gezi Tarihi;

01.09.2024 – 08.09.2024

 

 

Loading